- sormak
- emmek, ağızla çekmek, bir şeyi öğrenmek için danışmak
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
sormak — emmek, sormak I, 16; II, 70; III, 181 (sorgu) sormak, aramak. III, 181 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sormak — 1. i, ar, hlk. Dudakları uzatıp soluğu kuvvetle çekerek emmek 2. i, e, den, ar 1) Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum. R. N. Güntekin 2) Bir işin sorumluluğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sormak ayıp olmasın — sorulması teklifsizlik sayılan bir şeyi sormadan önce özür dilemek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
arayıp sormak — 1) (birini) biri hakkında haber sormak 2) (birini) birinin ziyaretine giderek ona karşı ilgi göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır sormak — hâl hatır sormak Önce karşılıklı hatır sormakla başlayan konuşmaların ardından, tarlaların durumuna geçti. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırını sormak — hâl hatır sormak Yakın tanıdık beylerden yanına gelenler, hatırını soranlar da oluyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
soru sormak — bir konu hakkında bilgi edinmek üzere soru yöneltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıcığını cıcığını sormak — bir kimsenin soyunu sopunu, huyunu suyunu iyice öğrenmek için araştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâl hatır sormak — bir kimseye nasılsınız, ne durumdasınız anlamında nezaket sorusu yöneltmek Karşılıklı oturdular, hâl ve hatır sordular, sonra sustular. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
keyif sormak — 1) birine iyi misiniz, nasılsınız sorularını yönelterek sağlığı hakkında bilgi almak 2) saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük