- seyretmek
- koşmak
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
seyretmek — nsz, der, Ar. seyr + T. etmek 1) Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor. H. Taner 2) i Bir olaya karışmadan bakmak Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedi ciğere bakar gibi bakmak (veya süzmek veya seyretmek) — imrenerek bakmak Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne deliğinden Hindistanı seyretmek — küçük bir olaydan büyük anlamlar çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alargadan seyretmek — argo uzaktan bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
CELZ — Seyretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
temaşa etmek — seyretmek, bakmak Koca bir tarihin tutuştuğunu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MESİR — Seyretmek. * Yol yol alacalı elbise … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEHC — Seyretmek. * Ezmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alarga — is., den., İt. allarga 1) Açık deniz, engin 2) zf., argo Uzaktan, açıktan Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor, kendimi pencerelerin, kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum. R. N. Güntekin 3) ünl., den. Açıktan geç,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çapkınlık — is., ğı Çapkın olma durumu veya çapkınca davranış Yaşlının çapkınlığını uzaktan seyretmek bile çirkin... R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük