okkalı

okkalı
ağır

Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • okkalı — sf. 1) Kiloca fazla olan, ağır çeken ... ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri. Y. Z. Ortaç 2) mec. Çok, fazla Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti. T. Buğra 3) mec. Ağır Önce Bekir in omzuna okkalı bir sille… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • okkalı kahve — is. Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konulmuş kahve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • οκαλής — ο οκαδιάρικος. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. okkali] …   Dictionary of Greek

  • fakat — bağ., Ar. faḳaṭ Yalnız, ancak, ama, lakin Ellilik, kır saçlı fakat dinç, okkalı bir adam bağırdı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hürmetli — sf. 1) Saygılı 2) alay Oldukça büyük, okkalı Direk gibi bir boynu, hürmetli bir göğsü vardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kahve — is., bit. b., Ar. ḳahve 1) Sıcak iklimlerde yetişen, kök boyasıgillerden bir ağaç (Coffea arabica) 2) bit. b. Bu ağacın meyvesinin çekirdeği 3) Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz 4) Bu tozla hazırlanan içecek Bir fincan kahve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • verilmiş sadakası olmak — büyük bir tehlike veya kaza atlatıldığında söylenen bir söz Hiç böyle okkalı enayilik ettiğin yoktu. Ne oldu sana? Gene verilmiş sadakan varmış. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mirasa konmak — bir kimseye önemlice bir kalıt kalmak Bizimkiler okkalı bir mirasa konmuşlar da o hergelenin hakkını mı yemişler ne? H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”