- odun gibi
- hiçbirşeyden anlamayan, beceriksiz
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
odun gibi — anlayışsız, görgüsüz, kaba … Çağatay Osmanlı Sözlük
odun — is. 1) Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu. T. Buğra 2) sf., mec. Anlayışsız ve kaba (kimse) Birleşik Sözler odun bilimi odun kömürü odun özü odun sobası dış odun … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÇEKİ — Odun gibi ağır cisimleri tartmada kullanılan 250 kiloluk ağırlık ölçüs … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
odunsu — sf. 1) Odunu andıran, oduna benzeyen, odun gibi, odunumsu 2) mec. Kaba, iri, heybetli … Çağatay Osmanlı Sözlük
çak çuk — odun, ceviz, kemik gibi çeylerin kırılmasından çıkan ses, I, 333 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çak çuk etmek — odun, ceviz, kemik gibi şeyler kırılırken ses çıkarmak I, 333 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
VAKUD — Odun, kömür gibi yakılacak şeyler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eşek — is., ği, hay. b. 1) Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus) 2) hlk. Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa Birleşik Sözler eşek arısı eşekbaşı eşek cenneti… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kömür — is., mdn. 1) Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazık — is., ğı 1) Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç Hayvanı kazığa bağlamak. Çadır kazığı. 2) Direk, sopa 3) Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük