- kestirme
- pekmez ocağında üzüm suyunun büyük vekestirme denen kazalnlarda ilk kaynama ameliyesi
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
kestirme — is. 1) Kestirmek işi 2) Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma 3) sf. Alışılanın dışında kısa olan (yol), kese Evimden çıkar, bir kestirme yoldan beş dakikada evine varabilirdim. S. F. Abasıyanık 4) sf. Amacı fazla uzatmadan anlatan Kestirme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
amelî — sf., Ar. ˁamelī 1) Uygulamalı Bir sanatı amelî olarak öğrenmek. 2) İş bakımından, işçe Bunun amelî bir değeri yok. 3) Elverişli, kolay, uygun, kestirme En amelî usul. Amelî bir çare … Çağatay Osmanlı Sözlük
kese — 1. is., Far. kīse 1) Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar 2) sf. Bu küçük torba miktarında olan Üç kese tütün.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestirilmek — nsz Kestirme işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestirim — is. Kestirme işi, tahmin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestiriş — is. Kestirme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
öngörü — is. Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilme ve ona göre davranma … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahmin — is., Ar. taḫmīn 1) Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama 2) Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme 3) Önceden kestirilen, düşünülen şey Tahminlerinde yanılmaz. Birleşik Sözler hava tahmini Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolayına bakmak (veya kolayına kaçmak) — (bir işin) bir işi yapmak için kolay ve kestirme yolu seçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolayını aramak — bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük