- kaşıkla
- yemeye devam etme
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
kaşıkla verip kepçeyle geri almak — yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak — yaptığı bir iyiliği hiçe indirecek kötülükte bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
LÜ'KA — Kaşıkla alınan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kaşık — is., ğı 1) Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı 2) Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta Birleşik Sözler kaşık çalımı kaşık düşmanı kaşık havası kaşık kaşık kaşık otu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaşıklamak — i 1) Kaşıkla yemek Sustular, bir zaman konuşmadan çorbalarını kaşıkladılar. N. Cumalı 2) mec. Kaşıkla yenen yemekleri severek, iştahla yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bebe — is., hlk. Bebek, küçük çocuk Neredeyse bebe iskemlesine oturtup kaşıkla mama yedireceksiniz. R. H. Karay Birleşik Sözler bebe aspirini beberuhi … Çağatay Osmanlı Sözlük
karıştırmak — i, e 1) Karışma işini yaptırmak 2) i İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım. F. R. Atay 3) i Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek Pilavı karıştırmak. 4) i… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaşık kaşık — zf. Kaşıkla birbiri ardınca Çorbayı kaşık kaşık içti, bitirdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaşıklanmak — nsz Kaşıkla yenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şimşir — is., bit. b., Far. şemşīr 1) Şimşirgillerden, yaprakları her mevsimde yeşil kalan, taşlık, çorak bölgelerde kendiliğinden yetişen veya bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunu sarımsı renkli ve çok sert olan bir ağaççık (Buxus… … Çağatay Osmanlı Sözlük