- halayık
- hizmetçi
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
halayık — is., ğı, Ar. ḫalāˀiḳ Kadın köle, cariye Ailemizin emektar Arap halayıklarından biri de bize aşçılık etmekteydi. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun … Çağatay Osmanlı Sözlük
HALAYIK — Cariye, hizmetçi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HALAİK — (Halayık) (Halk. C.) Mahlukat. Yaratılmışlar. * Huylar. Tabiatlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KIRNAK — Halayık, cariye, esir kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
алајка — (тур halayik) 1. робинка, слугинка 2. жена со лош јазик 3. расипана распуштена, неморална жена … Macedonian dictionary
canfes — is., esk., Far. cānfes 1) Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş Arabistan dan getirdiği birtakım ipekler, canfesler ve kumaşlarla giyinir. A. Ş. Hisar 2) sf. Bu kumaştan yapılmış Canfes yastıklar üzerinde, müslinlere … Çağatay Osmanlı Sözlük
cariye — is., esk., Ar. cāriye Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık Ben dedi, zevce ile cariye arasındaki farkı hâlâ anlamış değilim. P. Safa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
halayıklık — is., ğı Halayık olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
harem ağası — is., tar. Osmanlı saraylarında ve büyük konaklarda haremle selamlık arasında hizmet gören zenci köle, hadım ağası Hizmetime bir harem ağası ile bir Çerkez halayık tayin edilmişti. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutsak pazarı — is., esk. Tutsakların köle gibi alınıp satıldığı yer, esir pazarı Sanki tutsak pazarında üzerinde pazarlık yapılan satılık bir halayık gibi susmuştu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük