- habire
- devamlı
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Градуал — (позднелат. graduale, от лат. gradus ступень). 1) Responsorium graduale (лат.) песнопение католич. богослужения с особым текстом для каждого праздника. Г. исполнялся попеременно дьяконом, стоящим на ступенях амвона (отсюда и… … Музыкальная энциклопедия
medet — is., di, Ar. meded 1) Yardım, imdat Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim... H. R. Gürpınar 2) ünl. Yardım edin, imdat anlamında bir seslenme sözü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller medet Allah! … Çağatay Osmanlı Sözlük
öfkesi burnunda — sf. Çok öfkeli (kimse) ... habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmış altı tiryakisi kahveyi zamanında getirmedi diye kızıp... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
pompalamak — i 1) Pompa ile şişirmek, tulumba ile suyu çekmek veya vermek Takım kaptanı Tulum Hayri, topu iki dizinin arasına almış habire pompalıyordu. R. Ilgaz 2) mec. Kızıştırmak, şiddetlendirmek, körüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tiryaki — sf., Ar. tiryāḳī 1) Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse) Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu. Ç. Altan 2) mec. Bir şeye çok alışmış, vazgeçemeyen Belki de habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı hoş olmamak — (bir şeyle) bir şeyden hoşlanmamak Benim içki ile başım hoş olmadı, şampanyadan sonra habire yedim durdum. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük