- eseri
- büyük çivi
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
zerre kadar eseri kalmamak (veya olmamak veya yok) — hiç bulunmamak, tükenmek, yok olmak Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
sanat eseri — is. Yaratıcılık ve ustalık sonucu ortaya çıkan üstün ve değerli eser Birçokları gibi Aziz Bey den kalan sanat eserleri de kaybolup gitti. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
saz eseri — is., müz. Klasik Türk müziğinde yalnızca saz takımının çalması için bestelenen eser … Çağatay Osmanlı Sözlük
tesadüf eseri — is. Rastlantı sonucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ešerinė — ešerìnė sf. (2) gyvoji karpa: Ešerìnę pakliudei, ir sudiegė Ds. Iš ešerìnės tuoj kraujas bėga Ds … Dictionary of the Lithuanian Language
ešerinės — ešerìnės sf. pl. (2); T.Ivan zool. tokia gėlųjų vandenų žuvų šeima (Percidae) … Dictionary of the Lithuanian Language
eser — is., Ar. eṣer 1) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı 2) Yayın, kitap, yapıt Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil 3) İz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
skusti — 1 skùsti, skùta, skùto (skùtė Š) 1. tr. SD62,179, H, R304, Sut, I, N, K, M, L, Rtr, DŽ, Sd, Slnt, LTR(Slk) pjauti skustuvu plaukus palei odą: Uostelius visi laikė, neskùto, a senas, a jaunas Tl. Barzdą skùst reikia – ranka dreba LKT356(Nmč) … Dictionary of the Lithuanian Language
Saint-Izaire — Saltar a navegación, búsqueda Saint Izaire Sent Esèri País … Wikipedia Español
opera — is., İt. opera 1) Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı. P. Safa 2) Bu eseri oynayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük