- dalmak
- böcek sokması
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
dalmak — e, ar 1) Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek Oğlanlar denize dalıp tekneyi sağdan soldan, arkadan önden itmeyi denediler. H. Taner 2) nsz Bir yerin içine girmek İkisi uçar gibi kapısında koca bir telefon çanı asılı dükkândan içeri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefekküre dalmak — derin düşünmek, düşünceye dalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uykuya dalmak — uyumaya başlamak ... bir an evvel eve yetişmek ve esvaplarını çıkarmadan yüzükoyun yere atılıp rüyasız bir uykuya dalmak istiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
derin uykuya dalmak — rahat, derin bir biçimde uyumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebedî uykuya dalmak — ölmek Bu mezarda iki harp ve aile kahramanı ebedî uykusuna dalmıştı. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
esrara dalmak — sırlara gömülmek Sular büsbütün kararınca Boğaz ın hayatı da büsbütün esrara dalar. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaflet uykusuna dalmak (veya yatmak) — dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hülyaya dalmak — hayal kurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
seyre dalmak — bir şeye kendini vererek bakmak Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar, oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
âleme dalmak — 1) çevre ile ilgisini kesip iç dünyasına kapanmak Hayalperest kendi âlemine dalmışken uyanmasına imkân yoktur. S. F. Abasıyanık 2) eğlenceye, zevküsefaya kapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük