- giyecek
- çamaşır
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
giyecek — is., ği Giysi … Çağatay Osmanlı Sözlük
LEBS — Giyecek şey. * Giyme. Giyinme. * Bir mânayı diğer bir mânâ ile karıştırmak. Sözün karışık ve şüpheli olması. Sözü karıştırıp şüpheye düşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MELBES — Giyecek şey. Elbise … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MELBES Ü ME'KEL — Giyecek ve yiyecek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
abacı — is. 1) Aba yapan veya satan kimse 2) Abadan giyecek yapan veya satan kimse 3) sf., mec. Asalak 4) hlk. Bedavacı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller abacı kebeci (ara yerde) sen neci? … Çağatay Osmanlı Sözlük
abacılık — is., ğı 1) Aba yapma veya satma işi 2) Abadan giyecek yapma veya satma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
abdestlik — is., ği 1) Abdest alınacak yer 2) esk. Abdest alınırken giyilen ve kolsuz hırkaya benzeyen bir tür giyecek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alık — 1. is., ğı, hlk. 1) Hayvan çulu 2) Eskimiş giyecek 2. sf., ğı Akılsız, sersem, budala, ebleh Alık değilim ya elbet anlarım... M. Ş. Esendal Birleşik Sözler alık salık … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpalık — is., ğı 1) Arpa ekilen yer, arpa tarlası Hüseyin i köyün kenarında, arpalık hendeğinin içinde öldürülmüş buldular. M. Ş. Esendal 2) Arpa konulan yer 3) Hayvanın dişinde bulunan ve hayvan yaşlandıkça silindiği için yaşını belli eden bir nişan 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
astar — is., Far. āster 1) Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat 2) Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük