- engebe
- engel, mani, küçük tepe veya tümsek
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
engebe — is., coğ. Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız … Çağatay Osmanlı Sözlük
arıza — is., Ar. ˁāriża 1) Aksama, aksaklık, bozulma 2) coğ. Engebe 3) müz. Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekâr işaretlerinin ortak adı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
avarız — is., ç., esk., Ar. ˁavāriż 1) Kazalar, belalar 2) coğ. Engebe 3) tar. Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi … Çağatay Osmanlı Sözlük
engebelik — is., ği, coğ. 1) Engebeli olma durumu 2) Engebe Anadolu nun engebeliğini gösteren bir harita … Çağatay Osmanlı Sözlük
topoğrafya — is., coğ., Yun. Bir kara parçasının doğal engebe ve özelliklerini kâğıt üzerinde çizgilerle gösterme işi Birleşik Sözler topoğrafya haritası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer biçimleri — is., ç., coğ. Engebe … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzey şekilleri — is., ç., coğ. Engebe … Çağatay Osmanlı Sözlük