- tutuklu
- 1. eğreti2. saçı dağınık, birbirine girmiş
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
Beypazari ağzindan sözcükler. 2010.
tutuklu — is., huk. Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimse, tutuk, mevkuf Girip çıkan resmîler, siviller, elleri bağlı ya da çözük tutuklular... Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sezen Aksu — (2009) Sezen Aksu (* 13. Juli 1954 in Sarayköy, Denizli als Fatma Sezen Yıldırım) ist eine bedeutende türkische Pop Sängerin und Komponistin. Ihr Beiname ist Minik Serçe (dt. Kleiner Spatz). I … Deutsch Wikipedia
Хронология антисемитизма — Часть серии статей об антисемитизме … Википедия
Антисемитизм в Турции — Часть серии статей об антисемитизме … Википедия
çalışma kampı — is. Herhangi bir suçtan tutuklu bulunan kimselerin, ceza süresi boyunca değişik amaçlı işlerde, toplu olarak çalıştırıldıkları yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
firar — is., Ar. firār 1) Kaçma, kurtulma Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz. A. Gündüz 2) huk. Bir sanık, tutuklu veya hükümlünün gözcülerin elinden kurtulması Bu ikinci firar teşebbüsünden sonra, kendim de pişman oldum. R. N. Güntekin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevkuf — sf., esk., Ar. mevḳūf 1) Vakfedilmiş 2) huk. Tutuklu ... şirketin başlıca müdürleri orada mevkuf. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevkufen — zf., esk., Ar. mevḳūfen Tutuklu olarak Muhittin Paşa mevkufen Sivas a getirilmiştir. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgür — sf. 1) Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür Muallim Naci den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar. S. Birsel 2) Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest — sf., Far. serbest 1) Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin 2) Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür 3) Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan Öğleyin serbestim, gelebilirsin. 4) Bazı kurallara… … Çağatay Osmanlı Sözlük